İlköğretim
Okul öncesi eğitimden sonra eğitimin ilk aşaması olan ilköğretim vardır. Okul hayatının ilk basamağı olan ilköğretim zorunlu bir eğitimdir. Çocuk için akademik temellerin atıldığı evredir. Asıl hedef harfleri, okuma ve yazmayı, sayıları öğrenerek okur yazar bir birey olabilmektir. Matematiksel işlemleri ve okuma yazma alışkanlığı kazanılır. Kız, erkek tüm bireylerin ulusal hedeflere ortak olarak zihin, beden, duygu, düşünce ve ahlak bakımından gelişmeye başladıkları temel eğitim ve öğretim aşamasıdır. Aynı zamanda ilköğretim bireyi yaşama hazırlar. İnsanların tek başlarına yaşamlarını sürdürebilmesi ve kalkınmaya katkıda bulunulabilmesi için gerekli olan şeylerin öğrenildiği ve öğretildiği basamaktır.
Çocuklar ailelerinden ayrılarak tek başlarına kendi yaşıtlarının bulunduğu yeni bir ortama ayak basıyorlar. Alışma ve öğrenme evresi bazıları için zorlayıcı olurken bazıları için oldukça kolay gerçekleşiyor. Bu süreçte öğretmenlerin yaklaşımı ve tavrı çocuklar için çok önemli bir etkendir. Çocuklar alışma sürecinde zorlandıklarından derslere odaklanamayabilirler. Ödevlerini yapmakta zorlanabilirler. Bu durumlarda özel ders eğitimi veren kurumlardan destek alınabilir. Çocukların anlamakta güçlük çektiği konuları birebir özel dersler ile destekleyerek anlamalarını kolaylaştırabilirler. Öğretmenlerin çocuklara onları korkutmadan güzel bir şekilde konuşarak yaklaşmaları çocukların derse katılım ve dinleme yetisi etkileyen ana faktörler arasındadır. Boğaziçi Elit Eğitim Kurumları ilköğretim öğrencilerine de takviye dersler vermektedirler. Öğrencinin sıkıntı yaşadığı ders ya da konuyu uygun saatlerde öğrenci ile birebir ya da grup dersleri şeklinde pekiştirerek deneyimli öğretmen kadrosu ile yardımcı oluyorlar.
Okula Alışma Sürecinde Öğretmen ve Ailelerin Görevi Çok Büyük
Öğrencinin aileye olan bağlılığı ve sosyal ilişkilerinde çocukta okul korkusu olarak nitelendirilebilen korkuyu yaratabilir. İlköğretim ile okul hayatına adım atan öğrenciler için okul fobisi oluşmadan velilerin ve öğretmenlerin profesyonel bir şekilde bu konu ile yakından ilgilenerek yardımcı olmaları gerekmekte. Öğrencinin okul öncesinde sürekli evde aile ya da bir bakıcı ile beraber kalması onlara bağlı olması okula başladığı zamanlarda çocukta korku yaratabiliyor. İlköğretime başlama ile birlikte çocuk bu ortamı yabancı bir ortam olarak algılıyor. Bu da çocukta kaygı oluşmasına sebep olabiliyor. Aile ve öğretmenlerin beraber hareket ederek çocuğu bu ortama hazırlamaları gerekmekte. Çocuk ile uygun şekilde iletişim kurarak neyin ne şekilde olması gerektiğini anlatmak gerekiyor. Özel ders ve öğretmen gibi farklı kurumlardan yardım alarak alışma sürecinin hızlanması da sağlanabilir. Profesyonel kişilerin yönlendirdiği şekilde hareket etmek çocuk ile olan iletişimi daha sağlıklı şekilde kurarak ortak bir yol bulmaya yardımcı olur.